Önceki hafta Fransa’nın gündemindeki konulardan biri parlamentonun Spotify’a getirdiği ek vergiydi. Stream sisteminin gelir dağıtımındaki adaletsizliği biraz olsun düzeltmek ve ülkesindeki sanatçıları korumak amacıyla Fransız parlamentosu stream platformlarına bir ek vergi koyma kararı aldı. Buna göre yeni vergiyle bir kamu kuruluşu olan CNM yani Centre Nationale De La Musique (Ulusal Müzik Merkezi) finanse edilecek. Fransa’daki hak sahiplerini koruyan kuruluşa gidecek vergiyi Spotify, Fransa’nın başında bulunan Antoine Monin “hak edilen her euro’nun üçte ikisi bu kuruluşa gidecek” diyerek büyük bir itirazla karşılamış ve kabul edilemez bulmuştu. Monin, Spotify’ın bu vergiyle Fransa’da sürdürülebilir bir iş olmaktan çıktığını, bu karar yüzünden Fransa pazarından çıkmalarının söz konusu olduğunu söylemişti.
Öyle olmadı. Spotify elbette dünyanın en büyük beş müzik pazarından biri olan Fransa’dan çıkmayı göze alamazdı. Geçen yıl yüzde 10 büyüyen Fransız stream pastasında ülkenin yerli malı Deezer ile başa baş bir ücretli abone yarışını sürdüren Spotify abone başına 13 cent zam yaptı.
Gelişmenin bizim açımızdan ilgi çekici yanı şu: Müzikteki gelir dağıtımı adaletsizliğini, tek amaçları her yıl büyümek ve daha fazla kâr etmek olan işletmeler olan stream platformları mı sağlayacak, yoksa hâlâ azıcık da olsa sosyal devlet ruhunu barındırabilen devletlerin parlamentoları mı? Fransa dik durdu, sanatçısını koruma kararı verdi, sonuç aldı. Sıra neden bizde olmasın? Türkiye çok büyük ve cazip bir pazar. Kendine has bir müziğe sahip benzersiz bir alan. Platformların bölgesel stream ve abonelik hedeflerini tutturdukları, ortalamaları yükselten bir pazar. Buradan çıkmaya kimse cesaret edemez.
Eurovision: İsrail şarkı sözlerini değiştirdi ama tepkiler dinmiyor
Eurovision, hafif görüntüsüne rağmen her zaman politik bir alan oldu, olmaya devam ediyor. Bizim artık katılmadığımız ve umursamadığımız Avrupalı Yayıncılar Birliği Müzik Yarışması, Avrupa’da olmayan ülkelerin de katıldığı ve katılmaya can attığı, her yıl giderek daha büyük ilgi çeken bir müzik girdabı ve çekim alanı olmaya devam ediyor. Bu yarışmayı kazanmış bir ülke olarak bu umursamazlık üzücü. Parantezi kapatalım habere gelelim.
Bu yıl İsrail’in katılımı gündem oldu. Yarışmaya katılacak 20 yaşındaki Eden Golan’ın şarkısının adı “October Rain” (Ekim Yağmuru). Şarkı, 7 Ekim’e göndermeler yapan sözler içeriyordu. Organizasyon şarkıyı siyasi tarafsızlık ilkesini çiğnediği için reddetti. Bunun üzerine İsrail yarışmadan çekileceğini açıkladı. Ardından İsrail Cumhurbaşkanı, İsrail devlet yayın kuruluşu KAN’a sözlerin düzeltilmesi talimatını iletti. Şarkı yeni hâliyle 9 Mart tarihinde katılım vizesini aldı. Ancak tabii tatmin olmayanlar var. Bazı ifadeler düzeltilmiş olsa da şarkı aynı şarkı. Siyasi bir içeriğe sahip olduğunu herkes biliyor. Bu yüzden de tepkiler sürüyor. Aralarında Robyn ve First Aid Kit’in de bulunduğu 1000 kadar İsveçli sanatçı imza toplayarak İsrail’in yarışmadan çıkarılmasını talep etti. Finlandiyalı 1400 müzik sektörü profesyoneli de bir dilekçeye imza attı ve aynı talepte bulundu. Bu yıl İngiltere adına yarışmaya katılacak Years & Years’in solisti olarak tanıdığımız, kariyerine artık solo devam eden Oli Alexander’ın, Filistin’e destek veren bir bildiriye imza attığını, buradaki soykırımı durdurmaya yönelik kampanyaya destek verdiğini biliyoruz. Yarışmanın yapılacağı mayıs ayına doğru daha çok yarışmacıdan ve ülkeden tepkiler beklemek yanlış olmaz. Oscar gecesi göğüslerinde Filistin’de ateşkes için kırmızı amblem taşıyan ünlülerden, Eurovision’da ortaya konan tepkilere Avrupa’da ve dünyada pek çok hükümetin gösteremediği tepkiyi sanatçılar göstermeye ve toplumların vicdanı olmaya devam ediyor.
GÜNDEM
16 Ekim 2024SPOR
16 Ekim 2024GÜNDEM
16 Ekim 2024SPOR
16 Ekim 2024SPOR
16 Ekim 2024GÜNDEM
16 Ekim 2024GÜNDEM
16 Ekim 2024